Öncelikle Japonya güzel…

Seul’den sonra rotamız Japonya idi. Daha oraya gitmeden planlar tamamdı, çok faydasını gördük. Gitmeden Türkiye’den aldığımız JR (Japan Rail Pass) sayesinde içimiz rahattı. Birçok ulaşım ihtiyacını karşılıyordu. Gerek var mı derseniz, çok gezecekseniz öneririm, kafa da rahat oluyor.

Öncelike ilk 3 gün Osaka da konakladık. Burada iken, Shinkansen treninin nimetlerinden yararlanarak günübirlik Hiroşima, Kyoto da gezindik.

Hiroşima

Sabahın erken saatlerinde Osaka’da otelden ayrılıp Hiroşima’ya doğru yola çıktık. Öncelikle bir gün bile fazla buraya ayırmak için. Birkaç anıt ve O meşhur Atom Bombası’nın atıldığı bölgeyi gezindik. Burada duyduğum ama sonrasında şahit olduğum şey, tüm ilk okul öğrencileri buraya turla gelerek tarihlerini anlatıyor olmaları idi. Çok milliyetçiler…

Osaka

Hiroşima gezisi sonrasında Osaka’ya akşam dönmüştük. Vakit kaybetmeden Osaka kalesinde gezindik. Sonrasında akşam Dotonbori &  Shinsaibashi bölgesinde gezindik. Çok canlı ve kalabalık bir ortam. Burada sokak lezzetlerini deneyimledik diyemeyeceğim. Bizim damak tadımıza ve midemize göre değil :). Bu bölgede bir Uygur Türk restoranı görünce daldık içeri.. Osaka’da da 1 gün genel anlamında yeter. Ama çok yorulmayayım dinlene dinlene gezeyim derseniz ki güzel fikir, 2 gün ayırabilirsiniz. Biz Kyoto ve Nara planlarımız olduğu için gecenin canlı bölgesinden uzaklaşıp otele döndük.

Kyoto

Tarih, Tapınak, Doğa…

Aslında bu üç kelime ile özetlenebilir. En çok burada yorulduk çünkü turistlik mekanların hepsini gezmek için biraz aceleci davrandık. Burada da 1 günümüz vardı. O kadar ki, Akşam hava karardıktan sonra notlarımızda bulunan Arashiyama Bambu ormanına gitsek de pek birşey göremedik. Kyoto da Gion Bölgesi, Kinkakuji Tapınağı ve adını unuttuğum birkaç tapınaktan sonra Nara da bulunan Todaiji Tapınağı ve Nara Ulusal Parkını da görme fırsatımız oldu. Burada günü birlik ulaşım sınırsız ulaşım kartları da var. Almak mantıklı kafa rahat oluyor 🙂 yoksa aynı fiyata denk geliyor. O kadar yorgunluğun ardından Otel ve Tokyo için hazırlanma vakti…

Tokyo

Metropol, Metro, Kalabalık

Burada da üç kelime kullanacak olursam bunlar oldurdu. İnanılmaz bir ulaşım altyapıları var. Büyülenmemek ve kaybolmamak elde değil. En az 3 kez yanlış trene binmişizdir. Burada beni en çok şaşırtan şey ise o devasa metro hattında minicik 6-7 yaşlarında ilkokul çocuklar kendi başlarına yolculuk yapmaları. İnanamadım ısrarla yanlarında yetişkin aradım ama yoktu… Güvenlik, Güvenilirlilik güzel şey…

Burada da birkaç tapınak var ama bize tapınaklardan yılgınlık geldiği için birine gittik. Sonrasında Tokyo İmpratorluk sarayına doğru rotamızı oluşturduk ama almadılar bizi:) o gün özel birşey varmış kapalı imiş… Tokyo Kulesi de gitmeden olmazdı…

Sonraki günümüzde o meşhur dedikleri Shibuya Yaya Geçidi ne gittik. Üstten bakmak daha etkileyici olur… Yine hayatın hızlı aktığı Shinjuku’yu ve Ginza’yı da gezindikten sonra Fuji dağını da selamlayarak canım Vatan’ıma döndük…


Categories:

Comments are closed